 |
Emir ve ben, hastane ziyaret odasında ilk kez buluştuğumuzda. |
 |
İrem kuş ve Emir kan verme odasında |
 |
Emir kuzusu hastanede teyzemin elleriyle yaptığı Murat bebekle :) |
Bu haftanın başından beri yazmak istediğim ama evin
koridorlarında ne yazmalıyım diye yutkuna yutkuna dolaştığım konu başlığı ‘Uluslararası
Lösemili Çocuklar Haftası’. Kafamdan bir abla olarak bir sürü şey geçiyor,
aklımı toparlayamıyorum, bu haftanın son gününde yazıyı ancak yazmamın sebebi
bu. Ama bir taraftan da hem hayatında lösemi olan ailelere ‘bakın biz de
buradayız yalnız değilsiniz’ i aktarayım, hem bu LÖSEV nedir, neler yapar,
neden bu hafta kutlanır, bi’ kendi dilimin döndüğünce lösemi ve LÖSEV’i
tanımayanlara bildiklerimi aktarayım istiyorum.
Kardeşime lösemi teşhisi konulduğu ilk zamanları çok uzunca ve
olayların çok üzücü yanlarını anlatmadan,
yani açıkçası hem kendimi hem de sizi çok üzmeden lösemi ile nasıl
tanıştığımızı şöyle anlatayım… Bir erkek bir kız iki kardeşe sahibim, çok
şükür. Ben Denizli’de yaşıyorum, annemler Mersin’de. Aralık ayı, bu sene. (Şuan
tedavi için LÖSANTE Hastanesi’ndeler, Ankara’da.)
Erkek kardeşim Emir Kaan’ı okul yemeklerinden zehirlendi veya
bir yerden bir enfeksiyon kaptı falan zannederek birkaç defa hastaneye
götürüyor annemler. Ama kan tahlili yapılıyorsa da ya hastalık kendini
tahlillerde belli etmiyor, ya tahliller tam okunamıyor, Emir’e serum takılıp eve
geri yollanıyor. Bu durum tekrarlıyor…
Emir de o zaman bir iyi bir kötü oluyor. Yani iyi derken;
bisiklet sürüyor, babamla spor salonuna gidiyor, okulla ilgili bir problemi yok,
sadece vücudunda hafif morluklar var, onları da sıraya çarpmıştım ama hala
geçmedi falan diye önemsemiyor vesaire. Kötü derken de şöyle; vücut ağrıları
oluyor, sürekli istifra ediyor, rengi soluk, hiç hali yok, kanaması olduğu
zaman uzun süre durmuyor, ateşleniyor, vücudunda büyüme ağrıları zannettiği kemik
ağrıları oluyor…
 |
<3 Babam,Emir, Annem <3 |
Annemler Emir’in durumu düzelmeyince tekrar hastaneye
götürüp kan tahlili yaptırıyorlar. Ve kısaca kan değerlerinin olması
gerektiğinden çok aşağı değerlerde olduğunu, durumunun hiç iyi olmadığını söylüyor
doktor. (Bu kısmı annemle babama sorsanız doktor kısmında pek güzel şeyler
söylemiyorlar, çünkü bu gibi kötü bir haberi sağlık personellerinin aileye
uygun bir söyleme tarzı olması gerektiğini ‘çok kibar’ bir şekilde dile getiriyorlar,
haklı olarak, neyse...) Ailem o sırada tabi ki durumu idrak ve kabul etmekte
çok zorlanıyor diyeyim ayrıntıya girip sizi pek üzmeden…
Emir’in tedavisine acilen başlanması gerekiyor, Mersin’deki
hastanede hemen ALL tipi lösemi tedavisi protokolüne başlanıyor. (ALL - Akut
Lenfoblastik Lösemi) Ama kız kardeşim İrem, Mersin’de mi Ankara’da mı tedavi
olunsa daha iyi diye düşünerek LÖSEV’i araştırmaya okumaya başlıyor. Bu sırada
ben de hamileyim, bebeği düşürürüm falan diye bana kimse bir şey söylemiyor. Ben
Denizli’de anaokulunda çalışmaya ve karnımdaki bebeği büyütmeye devam ediyorum
her şeyden habersiz. :(
Kız kardeşim İrem Gülhane Hemşirelik Yüksekokulu’nda
hemşirelik okuyor, hem hocalarına hem de arkadaşlarına ne yapabiliriz ne
yaparsak doğru olur diye danışıyor. İrem’in çocuk hemşiresi olan Derya
Suluhan hocası kendi kardeşimde böyle bir durum olsa ben hiç düşünmeden
Lösante’ye giderim diyor, akıl veriyor İrem’e, sağ olsun. Okuldan arkadaşları
aynı şekilde LÖSEV’in ve LÖSANTE’nin ne kadar iyi olduğundan bahsediyorlar. Bu
sırada büyük teyzem Özlen, Ankara’dan çıkıp hemen Mersin’e annemlere destek
olmaya gidiyor. İrem ve Özlen teyzem tedavinin Ankara’da daha iyi olacağını
düşündükleri için annemleri ikna etmeye çalışıyorlar.
 |
Teyzem ve annem |
İrem sosyal medya kullanan biri değil, internetten lösemi
tedavisi görenleri, LÖSANTE’yi araştırıyor sonunda arkadaşlarının Instagram
hesaplarından Emir Bilgin’in ailesine ulaşıyor. Emir Bilgin de lösemi tedavisi gören, artık tedavide idameleri
yakalayabilmiş, kardeşim Emir yaşlarında lösemi savaşçısı bir kardeşimiz.
Onun da ablası var, İrem yaşlarında, ailesi aynı yollardan
geçiyor annemler gibi, şok oluş, idrak ediş, tedaviye karar verme süreci… Neyse
İrem Emir’in ablasına ulaşıyor Instagram üzerinden ve LÖSANTE Hastanesi
hakkında bilgi alıyor. Bu lösemi nedir nasıl tedavi oluyorlar süreç nasıl
işliyor vesaire hepsini konuşuyorlar iki abla.
 |
Emir Bilgin ve ablası :) |
Bu sırada İrem ve teyzem Özlen’in de kafaları çok karışıyor
çünkü Mersin’deki hastanede LÖSANTE Hastanesi için oranın sadece otelcilik
hizmeti olduğunu, doğru düzgün lösemi tedavisi yapılmadığını söyleyen doktor
bozuntuları oluyor. (Onlara gelip bir hastaneyi ve çalışanlarını görmelerini
tavsiye ediyorum, azıcık insanlık öğrenirler belki.)
Ama Emir Bilgin’in ablası ve annesinin yönlendirmeleri ve
cesaretlendirmesi ile annemler Ankara Lösante Hastanesi’nde tedaviye devam
etmeye karar veriyor. İyi ki de öyle oluyor. Binlerce kez teşekkürler onlara,
Allah hastanelerin hastalıkların adını andırmasın bir daha onlara…
 |
Emir Bilgin'le hastanede tesadüfen karşılaşmışlar :) |
(Kısaca anlatayım dedim ama bayağı bi' konuştum.) Emir’in
ailesi, İrem’in hocası arkadaşları ailemi yüreklendirmeseydi hangi hastanede nasıl
bir tedavi görüyor nasıl bir durumda olurduk bilmiyorum.
LÖSANTE HASTANESİ’NDE
ÇOCUKLAR VE ANNELER NASIL ŞARTLARDA KALIYOR?
Kardeşime evimizde baksak bu şekilde güzel bakamazdık,
eminim. LÖSANTE Hastanesi’nde anneler ve çocuklar herkesin ayrı odası olacak
şekilde son derece steril şartlarda
kalıyorlar. Temizlik görevlileri her gün, günde birkaç defa odalarını
temizliyorlar. Anne ve çocukların kendi banyo- tuvaletleri odada mevcut.
Yemekler hastalığı iyileştirecek yönde diyetisyenlerin yönlendirmesiyle her çeşit besin grubundan olacak
şekilde hazırlanıyor. Ayrıca Ramazan
ayında da annelere oruç tutup tutmadıkları sorularak iftar ve sahur
yapmaları sağlanıyor.
Yemekler dışında ara
öğünler oluyor ki bu ara öğünler yine hastalıkla savaşan hücreleri
destekleyici besin gruplarından özenle seçiliyor. Lösemi ile savaşan
çocuklara verilmesi ve verilmemesi gereken yiyecek- içeceklere son derece özen
gösteriliyor. Bir de çocuklara canlarının bir şeyler isteyip istemediği
soruluyor.
Gece gündüz istedikleri zaman alabilecekleri sıcak çorba
yemekhanede her zaman bulunuyor.
Hastanenin
çamaşırhanesinde annelere özel eşofmanlar yıkanıp ütülenip veriliyor,
çocukların kıyafetlerini anneler yıkayabiliyorlar. Anneler yatak çarşaflarını
diledikleri zaman değiştirebiliyorlar.
Hastanenin, ziyaret
saatleri var ve bu ziyaret saatlerinde sadece birinci derece kişiler çocukların
mikrop kapmaması için hastayı ziyaret edebiliyor.
Ziyaret sırasında da maske
takılıyor, kıyafetimizin üzerine bir kat önlük giyiliyor, dolayısıyla ziyaret
saatinde bile sterilliğe çok dikkat ediliyor.
Anneler ve çocuklara ayrı ayrı ve birlikte hem eğitimler hem
etkinlikler düzenleniyor, hem hastalığın ne olduğuyla, nasıl baş edilebilirliği
ile ilgili psikologlar yardımıyla
bilgilendiriliyorlar hem de moral
depolamaları sağlanıyor.
 |
Annemin yaptığı iyileşen kız magneti |
Doğum günleri, özel günler güzel müzikli eğlenceli
etkinliklerle kutlanıyor, oyun
odalarında çocukların sosyalleşmesi sağlanıyor, annelerin el
emeği göz nuru bebekleri- magnetleri vb. yapması için atölye çalışmaları teşvik edilerek kafalarının dağılmasına vesile olunuyor.
Evlerinden ailelerinden uzak oldukları bir nebze de olsa unutturulmaya
çalışılıyor.
Bir de okul eğitimi yarıda kalan lösemi hastası çocuklar
iyileştikten sonra ücretsiz eğitim alabildikleri Lösev Koleji’nde eğitimlerine
devam edebiliyorlar. Tıklayınız;
PEKİ
LÖSANTE HASTANESİ’NDE TEDAVİ OLMAK ÜCRETLİ Mİ?
HAYIR. Biz
hastaneye gidip tedaviye başladığımızdan beri hem psikoloğundan, hem eğitim-
etkinliklerden hem verilen temizlik- çamaşır vs. hizmetlerden hiçbir ücret ödemeden
yararlandık. Yararlanmaya da devam ediyoruz, orada yatan her hasta çocuk ve
ailesi gibi.
Peki bu hastane nasıl
ayakta kalıyor?
Bağışlarla.
Hastane doktor-
hemşire- aşçı- hizmetlilerinin sizden maddi manevi istediği hiçbir şey yok.
Onlar sadece sizin evladınızın iyileşmesi için canla başla çalışıyorlar. Güler
yüzlerini, ‘bugün nasılsın?’larını eksik etmiyorlar. Tek diledikleri bağışların
çoğalarak devam etmesi ki daha çok çocuğu çok daha iyi şartlarda tedavi edebilsinler,
lösemiden kurtarabilsinler. Daha çok hastane açsınlar, açtıkları hastanelerde
daha çok yatak olsun.
LÖSEV’E NASIL VE NE
KADAR BAĞIŞ YAPABİLİRİM?
Bu sorunuzun cevabı için lütfen aşağıdaki bağlantılara tıklayın.
Uluslararası Lösemili
Çocuklar Haftası’nda Neler Yapılır? LÖSEV Bu Haftayı Neden Kutlar?
Yapılan etkinliklerle dünyada lösemi ve çocukluk çağı kanser
vakalarına ve tedavi sürecine farkındalık yaratılmak amaçlanır. Ailelerin
tedavi süresince karşılaştıkları maddi- manevi zorluklar ve süreç hakkında
bilgi verilmek istenir. Dolayısıyla ailelere ve hasta çocuklara verilen moralin
ve yapılan maddi yardımların ne kadar değerli olduğunun üzerinde durulur.
Hastalıkla savaş süreci hakkında hem ailelere hem doktorlara yönelik çözümler
ortaya konmaya çalışılır. Aileler ve doktorlar arasındaki bağ kuvvetlendirilir.
Hasta çocuğu olan aileler birbirlerine destek olur, birlik olur.
Çocuklar ve aileler eğlendirilir, bilinçlendirilir. Hastalıkla
karşılaşmayan kişiler- aileler bilinçlendirilir kısaca.
Bu başlık altında yazmak istediğim çok şey var fakat çok
uzun sürecek. Bizim lösemiyle nasıl
tanıştığımızı, nasıl tedavi olduğumuzu ve LÖSEV- LÖSANTE’nin bize verdiği maddi
manevi desteği birebir örnek olarak sizlere anlatmak istedim ki buralara
başvurmakta çekince göstermeyin.
Tedavi süresince yalnız olmadığınızın farkında olun, güçlü
olun.
Çocuğunuzun/kardeşinizin/akrabanızın/arkadaşınızın iyileşeceğinden emin
olun, kendinizi koyvermeyin. Aklınıza takılan sorular olursa lütfen e-posta
veya yorumlar üzerinden bana ulaşın, elimden geldiğince size yardımcı olmaya
çalışırım.
Son olarak buradan LÖSANTE Hastanesi çalışanlarına
verdikleri emekler için her çocuk adına çok teşekkür etmek istiyorum. Tabi ki gönlü
zengin Üstün Ezer hocamıza en baştan böyle bir hastaneyi kurmak gibi bir
girişimde bulunduğu için çok minnettarız.
Üstün Ezer kimdir
diyorsanız tıklayınız;
LÖSEV Hastanelerinde ve hatta tüm dünyada grip bile olsa hasta
çocuk kalmasın diliyorum…
Sevgiler...
.